Altıntaş, komisyonda ele alınan bazı başlıkların toplumsal hassasiyetlerle örtüşmediğini belirterek, özellikle İmralı ziyaretleri ve raporlarda yer alan taleplere sert eleştiriler yöneltti.
Altıntaş, komisyonda yer alma sürecinde Türkiye’nin terörden arındırılması hedefinin kendisi açısından önemli olduğunu ancak gelinen noktada ortaya konulan yaklaşımın bu amacın dışına çıktığını savundu. Sürecin başlangıcında toplumda ciddi tereddütler bulunduğunu hatırlatan Altıntaş, komisyonda tartışılan bazı konuların bu tereddütleri daha da derinleştirdiğini ifade etti.
“Toplumsal Hassasiyetlerle Oynanıyor”
DEM Parti tarafından komisyona sunulan rapora değinen Altıntaş, DEM Parti’nin taleplerinin kamuoyunda ciddi rahatsızlık yarattığını söyledi. Raporda yer alan bazı başlıkların tek başına değerlendirildiğinde tartışılabilir olduğunu ancak bütüncül olarak ele alındığında Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleriyle çeliştiğini dile getirdi. Altıntaş, eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü gibi kavramların toplumda karşılık bulabileceğini, ancak bu taleplerin başka hedeflerin aracı haline getirilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
“Umut Hakkı Tartışması Vicdanımı Zorluyor”
Altıntaş, raporda yer alan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gerekçe gösterilerek gündeme getirilen “umut hakkı” tartışmasına da sert tepki gösterdi. Bu çerçevede PKK lideri Abdullah Öcalan’ın serbestçe dolaşabileceği bir ihtimalin konuşulmasının kendisi açısından kabul edilemez olduğunu belirten Altıntaş, böyle bir durumu vicdanına ve kamuoyunun beklentilerine sığdıramadığını ifade etti.
Altıntaş, söz konusu yaklaşımın Türkiye’de terörle mücadelede hayatını kaybedenlerin aileleri başta olmak üzere geniş bir toplumsal kesimde derin bir rahatsızlık yarattığını dile getirdi. Bu nedenle komisyonda kalmasının mümkün olmadığını belirten Altıntaş, ayrılık kararının siyasi değil, vicdani bir tutumun sonucu olduğunu savundu.
“Devletin Birliğini Zedeleyecek Taleplere Karşıyım”
Komisyonda ele alınan bazı başlıkların Türkiye’nin üniter yapısı ve devletin bütünlüğü açısından risk taşıdığını öne süren Altıntaş, yargı reformu, kayyum uygulamaları ve benzeri konuların bu bağlamdan koparılarak farklı bir siyasi hedef doğrultusunda kullanıldığını iddia etti. Altıntaş, terörle mücadele sürecinin toplumun tüm kesimlerini birleştiren bir zeminde yürütülmesi gerektiğini, ayrıştırıcı ve tartışmalı taleplerle ilerlemenin sürece zarar vereceğini söyledi.
Haydar Altıntaş, Demokrat Parti olarak Türkiye’nin terörden arındırılması hedefine destek vermeye devam edeceklerini ancak bu hedefin, kamu vicdanını yaralayan ve toplumsal barışı zedeleyen yaklaşımlarla yürütülemeyeceğini sözlerine ekledi.




