“Zor Bir Yılı Geride Bıraktık, Umutla Yeni Yıla Giriyoruz”
Başkan Ata, Türkiye’nin 2025 yılında hem ekonomik hem de sosyal açıdan zorlu bir süreçten geçtiğini belirterek, çevre coğrafyalarda süregelen çatışmalar ve bu gelişmelerin de etkisiyle yaşanan ekonomik durgunluğun yılı zorlaştırdığını ifade etti. Ancak yılın son döneminde ekonomide gözlemlenen olumlu gelişmelerin, 2026 yılına daha umutlu bakılmasını sağladığını vurguladı.
Türkiye ekonomisinin 2025 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 3,7 oranında büyüdüğünü hatırlatan Ata, Ticaret Bakanlığı verilerine göre Türkiye’nin bu büyüme oranıyla OECD ülkeleri arasında 3’üncü, G-20 ülkeleri arasında ise 5’inci sırada yer aldığını belirtti. Aynı dönemde milli gelirin cari fiyatlarla 1 trilyon 538 milyar dolara yükselerek tüm zamanların rekorunun kırıldığını söyledi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in de Türkiye ekonomisine ilişkin olumlu öngörülerine dikkat çeken Ata, kuruluşun 2026 yılı için yüzde 3,4, 2027 yılı için ise yüzde 3,5 büyüme tahmininde bulunduğunu aktardı.
Esnaf Zorlandı, Ancak Kısmi Bir Canlanma Yaşandı
2025 yılının yüksek ancak düşüş eğiliminde olan enflasyon, kontrollü kur artışı ve ılımlı büyüme dengesiyle tamamlandığını ifade eden Başkan Ata, halkın alım gücündeki sınırlılığın özellikle doğrudan tüketiciyle temas halinde olan esnaf ve sanatkârları olumsuz etkilediğini söyledi.
Vatandaşların zorunlu ihtiyaçlar dışında harcamalarını kısıtlamasının, esnafın iş potansiyelini ve yatırım iştahını düşürdüğünü belirten Ata, buna rağmen yılın son döneminde esnafın bir önceki yıla göre önünü daha net görebildiğini ve sınırlı da olsa bir canlanma yaşandığını dile getirdi.
2026 Yılı Daha Öngörülebilir Olacak
2025 yılının sonunda oluşan iyimser ekonomik havanın, faiz oranlarının düşüş eğilimine girmesi, döviz kurlarının kontrollü seyri ve enflasyondaki olumlu gelişmelerle desteklendiğini belirten Ata, 2026 yılında işletmelerin daha net ve sağlıklı planlamalar yapabileceğini ifade etti.
Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre 2026 yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 23,35, dolar/TL kurunun 51 lira, politika faizinin ise yüzde 28 seviyelerinde öngörüldüğünü hatırlatan Ata, esnaf ve reel sektörün aşırı iyimserlikten ya da aşırı kötümserlikten kaçınması gerektiğini vurguladı.
Esnafın 2026 Yılına Yönelik Temel Beklentileri
İESOB Başkanı Yalçın Ata, esnaf ve sanatkârların 2026 yılına ilişkin beklentilerini şu başlıklar altında topladı:
Götürü Usul Düzenlemesi:
Basit usulde vergilendirilen birçok esnafın 2026 yılı itibarıyla gerçek usule geçirilmesinin ciddi maliyetler doğuracağını belirten Ata, İzmir’de yaklaşık 30 bin esnafın bu düzenlemeden doğrudan etkileneceğini söyledi. Aylık 5 bin liraya varan ek maliyetlerin esnafı zorlayacağını ifade eden Ata, altyapı hazırlıkları tamamlanana kadar bir geçiş süreci tanınması ve düzenlemenin en az bir yıl ertelenmesi çağrısında bulundu.
SGK ve Bağ-Kur Düzenlemesi:
Bağ-Kur sigortalılarının 9 bin günle emekli olmasının sosyal adaleti zedelediğini belirten Ata, prim gün sayısının SSK ile eşitlenmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca emeklilik için gerekli gün sayısı kadar prim satın alma hakkının tanınmasının önemine dikkat çekti.
İşyeri Stopajları:
Yüzde 20 oranındaki stopaj yükünün fiilen esnafın üzerinde kaldığını belirten Ata, artan kira bedelleri de göz önüne alındığında stopajın kaldırılması ya da en azından yüzde 10 seviyelerine çekilmesi gerektiğini ifade etti.
Çözüm Bekleyen Diğer Başlıklar
Başkan Ata, AVM yasasının güncellenmesi, 4+4+4 eğitim sisteminin mesleki eğitimi teşvik edecek şekilde yeniden değerlendirilmesi, ruhsat harçları ve su tarifelerinde esnaf lehine düzenlemeler yapılması, kayıt dışılıkla mücadele, yemek kartları ve POS cihazı komisyon oranlarının düşürülmesi ile ticari araçlar için akaryakıt indirimi uygulamasının da 2026 yılında çözüm bekleyen önemli başlıklar arasında yer aldığını belirtti.