İklim krizi ile ekonominin geleceğinin yeniden inşa edilmesi ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Kasalı, Geleceğin Türkiye’sinin, ekoloji ve ekonomi arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu kabul eden yeni bir iktisadi yaklaşım üzerinde inşa edilerek, ticaret ve sanayi politikalarının bu yönde gelişimi sağlanması gerektiğini söyledi.

“Firmalar pozitif sosyal ve çevresel etki yaratmak zorunda”

İzmirli Gelinlik, Damatlık ve Abiyeciler Londra’da İzmirli Gelinlik, Damatlık ve Abiyeciler Londra’da

Özel sektörün yatırımlarını bu sürece uygun olarak yapması gerektiğinin altını çizen Kasalı, “Özel sektörün bakış açısını değiştirmesi gerekiyor. Sermaye yelpazesinin diğer ucundaki geleneksel yatırımcılar giderek sadece finansal getirilere odaklanmaktan uzaklaşıp çevresel, sosyal ve yönetişimsel riskleri hafifletme arayışına girmiştir. Pozitif sosyal ve çevresel etki yaratmayı, tali bir iş, kurumsal iletişim ya da kurumsal sosyal sorumluluk konusu olarak görmek artık mümkün değildir. Pozitif sosyal ve çevresel etki yaratmayı, işletmelerin, varoluş amaçlarının, stratejilerinin, değer zincirlerinin, ürün ve hizmetlerinin kalbine yerleştirmeleri gerekmektedir. Bu, para kaybetmek ya da az kazanmak değil, etki odağıyla hareket edip etkisini ölçüp yöneten işletmelerin aslında daha verimli, daha karlı ve daha değerli hale geldikleri anlamına gelmektedir. Yine bu minvalde artık hayırseverliği de sürdürülebilir bir perspektiften ele almak faydalı olacaktır” dedi.

“Sürdürülebilir kalkınma için etki yatırımları yapılmalı”

OECD’nin, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları gündemini gerçekleştirmek için özel sektörün katılımını üç temel üzerine inşa ettiğini vurgulayan Kasalı, “Mobilizasyon, uyum ve etki; Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı gerçekleştirme yolunda gerekli finansmanı harekete geçirmek ve uyumlu hale getirmek ve de - en önemlisi - etki elde etmek için hem kamu hem de özel sektörün etkili etki ölçümlemesi ve yönetimi uygulamalarını hayata geçirmesi gerekmektedir. Etki yönetimi; yatırımcıların, işletmelerin ve diğer paydaşların olumlu ve olumsuz etki değerlendirmelerini yatırım ve iş kararlarına dahil etmelerini sağlamaktadır. Etki ölçümlemesi, kuruluşların kendileri için etki hedefleri belirlemesine, etki performanslarını izlemesine ve etki değerlendirmesi yapmasına olanak tanımaktadır. Etki yatırımları, finansal getiri yanında pozitif ve ölçülebilir sosyal ve çevresel etki yaratmak amacıyla yapılan yatırımlardır. Etki yatırımları hem gelişmekte olan hem de gelişmiş piyasalarda yapılabilmekte ve yatırımcıların stratejik hedeflerine bağlı olarak piyasa faiz oranında veya bu oranın aşağısında bir getiriyi hedefleyebilmektedir. BASİFED olarak etki, etki yatırımı, etki girişimcisi, etki fonu, etki ölçümü ve yönetimi kavramlarının mevzuata ve ulusal stratejiye girmesini destekliyoruz. Özel sektör olarak bu alana yatırım yapmaya hazırız. Türkiye’de etki yatırımı konusunu gündemde tutan ve bu konuda, çok değerli gayret ve çalışmaları bulunan Etki Yatırım Danışma Kurulu ile bölgesel ve sektörel 12 derneğimizin çatı örgütü, BASİFED olarak birlikte çok yakın işbirliği içerisinde olacağız” dedi.