Cavit amcamı annemin yoğun bakımda yattığı günlerden birinde tanımıştım. Hastane bahçesinde yanına oturmuş, su uzatmıştım; sonra kendimi onun hayat hikayesini dinlerken bulmuştum.

65 yaşındaydı ama çok çökmüştü. Zor yürüyor, zor konuşuyordu. Parkinson, şeker, tansiyon…

Cavit amcada ne ararsan vardı. Ama hastalıklardan çok yalnızlıktan dert yanmıştı. Sanırım canını en çok acıtanda buydu…

Yıllarca tekvando ve boks yapmış. Madalyalar kazanmış. 'Dedemde, babamda boks yapmışlar ama ben hepsinden iyiydim. Türkiye’de 10 kalıp buz, 30 mermere sahibim. Beni geçen var mı yok mu bilmiyorum. 'Çok arkadaşım dostum vardı o yıllarda. Ama şimdi kapımı çalanım yok.' dedi.

Sohbet uzadı gitti böyle. O anlattı ben dinledim... Yüreğime işledi sözleri...

Bir gün benimde kapımı çalanım olacak mı ki diye sordum kendime!

O hastanede annemi kaybettim. Cavit amcamı kazandım. Her fırsatta onu görmeye gittim.

Tek göz odalı bir evde yaşıyordu. 20 metrekare ya vardı ya yoktu. Duvarlar ıslak, nem kokulu. Birde balkonu vardı, kapısını açtığında güneşi bile içeri almayan…

Ama ben ona gittiğim her gün Cavit amcamın evi sohbetlerimizle ısınır, mutluluk kokardı. Sevdiği yemekleri yapardım beraber yerdik, sohbetler ederdik. Ben anlatırdım birazda, o beni dinlerdi.. En çokta şekerli türk kahvemi severdi. Kahve eşliğinde az oturmadık o daracık balkonunda.

Seviyordum onun hikayelerini dinlemeyi, onunla vakit geçirmeyi. Hatta özlüyordum görmeyince. Biliyordum ki o da beni özlüyordu. Kapıdan her çıkışımda 'hangi gün gelirsin ki tekrar.' diye soruşu gözümün önünde hala.

Yine onu görmeye gitmiştim o gün. Dışarıda ki işlerini halletmek için beni bekliyordu.

Yorgun görünüyordu, biraz da sessiz. 'Keyifsizim bugün biraz.' dedi. Üzülmüştüm öyle görünce.

Sonra birden yere düştü. Yüzü morarmaya başladı. Yanına oturdum. 'Ambulans 'diye bağırdım.

İnsanlar koşup geldiler. Ardından da ilk yardım ekibi geldi. Hastaneye giderken kalbi durmuş yolda. Hastane kapısında yine de umutla bekledim. Ona 'Hayat ta bir ring ve sen hala mücadele ediyorsun.' derdim. Cavit amcam maalesef 24 Haziran 2020 günü o maçtan sağ çıkamamıştı.

Bana eski fotoğraflarını gösterirken, 'Ben gençken Cüneyt Arkın'dan daha yakışıklıydım. Eskiden kartaldım, şimdi karga oldum.' derdi, gülüşürdük.

Ben onu hep bu gülüşü ile anımsıyorum.

Işıklar içinde uyu Cavit Kocaoğlu...