Ülkemizde Haziran ayı sonu itibariyle küçükbaş hayvanlar arasında yer alan koyun sayısı bir önceki yılın Aralık ayına göre %14,6 artarak 42 milyon 713 bin baş, keçi sayısı ise %10,2 artarak 12 milyon 351 bin baş olarak yükseliş göstermektedir. Pandemi sürecinin yaşanması ve küçükbaş hayvancılık konusunda devlet desteklerinin artması, küçükbaş hayvancılığa olan ilgiyi arttırmıştır.

Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, çayır ve mera alanları ile hasat sonrası anız tarlalarında otlatmaya dayalı sınırlı girdi kullanımı ile yapılmaktadır. Yeşil devrim ile beraber ekilebilir arazilerin mekanizasyon ile tarım alanlarına dönüşmesi, mera alanlarının daralmasına neden olmuştur. Anadolu coğrafyası yağış verileri ve topoğrafya itibarıyla küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine elverişlidir.Çayır ve meralarda ot veriminin düşük olduğu toplam yağış miktarı ve yağış rejiminin yetersiz olduğu yaz aylarının kurak geçtiği iklimlerde küçükbaş hayvancılık daha yaygın olarak görülmektedir. Bu sonuç, hayvanların fizyolojisi ile yakından ilişkilidir. Koyun ve keçiler, sığırlar gibi otları dilleriyle kavrayıp koparmazlar. Dişleriyle keserek beslenirler. Bu nedenle sığır coğrafyalarında otlar gür ve yüksek boylu, koyun coğrafyasında ise seyrek ve kısa boyludur.

Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde üretimi kısıtlayan faktörler:

1.Kırsal göçler

 -Ekonomik göçler: Çok nüfuslu ve topraksız aileler; kentlerdeki istihdam fırsatları, çocuklarının eğitimi için fırsat eşitliği, devlet yardımlarına erişimin kolay olması, asgari ücrette yapılan iyileştirmeler, gıda ve kömür yardımlarından faydalanma, sağlık hizmetlerine kolay erişim ve kent yaşamına olan özenti gibi nedenlerle kentlere göç etmektedirler.

2. Tarımsal Kuraklık

Ülkemiz coğrafyası birkaç yılda bir yağışların düşük seviyede ve düzenli seyretmemesinden dolayı tarımsal kuraklığa maruz kalmaktadır. Kuraklığın ilk etkileri, küçükbaş yetiştiriciliği yapan ve genellikle girdi stoku bulunmayan küçükbaş hayvancılıkta görülmektedir. Sürü sahipleri ot verimi düştüğü anda elindeki sürüyü küçülterek yem tedarikine gitmektedir. Kuraklığın yüksek derece de seyrettiği yıllarda küçükbaş hayvan sayılarında anormal düzeyde düşüşler dikkat çekmektedir.

3.Tarımda İnovasyon

Kuraklığa ve yağışa dayanıklı hububat ekilişleri her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Bodur bitkilerden hayvan beslemesinde kullanımı yaygın olan saman üretiminin azalması.

4.İkinci Ürün Tarımı

Yeni sulamaya açılan ovalarda ikinci ürün tarımı ve anıza ekim yöntemleri yaygınlaşmaktadır. Doğal olarak bu durum, daha önceleri anızdan beslenme için önemli bir potansiyel olan bu alanları küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine kapatmaktadır.

5.Çoban Sorunu

Meralarda ot veriminin düşük olması, arazilerin engebeli yapısı, sürü yönetiminin zor ve zahmetli dünyası, çoban istihdamını zorlaştırmaktadır. Bakanlığın son yıllarda çoban istihdamını teşvik etmesi ve ülkemizde olan ekonomik göçlerden kaynaklı iş gücü bu riski azaltmıştır.

6.Koyun-Keçi Ürünleri Pazar Değeri

Koyun eti ve sütü ile mamullerinin markalaşma süreci tamamlanmadığı gibi, gelişmiş ülkelerin aksine bu ürünlerin tüketimine dair yanlış bir toplumsal algı oluşmuştur. Oysaki koyunculuğun geliştiği ülkelerde marka olmuş coğrafi işaretli peynirler, kısa olan koyunculuktaki laktasyon süresinde elde edilen az miktardaki sütün yüksek fiyatlarla satılması işletmelere ilave gelir getirmektedir. İthal edilmeleri nedeniyle deri, yapağı ve tiftik gibi ürünlerin de işletmelere getirisi düşük kalmaktadır.

7.Hayvan Islahı ve Hayvan Hastalıkları

Yaylım hayvancılığının doğası gereği sürüler ot potansiyeline göre sürekli dolaştığı için etkili ıslah programları uygulanamamaktadır. Ayrıca kan parazitleri, şap hastalığı, brusella, koyun-keçi vebası gibi hastalık riskleriyle her zaman karşılaşılmaktadır. Bu durum sürüde verim ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

Çözüm Yolları: Yetiştiricilerimiz eğitim yetersizliği nedeniyle halen anadan ve babadan kalma bilgilerle uygun olmayan barınak koşullarında yetersiz bakım ve besleme şartlarında koyunculuk yapmaya çalışmakta bu durumda büyük oranda verim kaybına neden olmaktadır. Elimizdeki yerli ırkların ıslah edilmesi suretiyle verimlerinin yükseltilmesi üzerinde önemle durulmalıdır. Erken kuzu kesimi de ayrı bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Erken kuzu kesimi projesine gereken önem verilmeli ileride damızlık olarak kullanılabilecek koç ve koyunların erken yaşta kesilmesinin önüne geçilmelidir. Son yıllarda ülkemizde yaşanan ekonomik krizler nedeniyle hayvan hırsızlığının artması da ayrı bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.Hayvan hırsızlığının önünü geçilebilmesi için yetiştiricilerin gerekli önlemleri en üst seviyede tutması gerekmektedir.Özetle,yetiştiricilerimizin ciddi bir eğitime tabi tutulması, barınak, salgın, parazit ve hastalıklarla mücadele, bakım ve besleme konularında bilinçlendirilmesi, çobanların eğitilmesi, meraların ıslahı ve üzerindeki baskının azaltılması için yem bitkileri ekiminin arttırılması, kalan meralarımızın daraltılmaması ve verimliliklerinin arttırılması için gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir.